Nemli şehir: Londra


Nemli şehir: LondraLondra, hani şu sayfalar arasında atlayarak kendi sonunu yarattığın macera kitaplarına benziyor. Kimsenin seyahati diğerininkine benzemiyor ve yaptığın birkaç seçim ile bambaşka deneyimler yaşamana izin veriyor.
Dil
İngilizce, haliyle! Sekiz milyon nüfusu ile Avrupa’nın en büyük kentsel yerleşimi olan Londra’da her dilden seni anlayacak birileri ile karşılaşabilirsin. Fransızca biliyorsan sorun yaşaman mümkün değil. Londra’da büyük bir Türk nüfusu da var. Derdini anadilinle anlatman için kuzeydeki Türk mahallelerine gitmene gerek yok, sıkışırsan etrafında seni anlayabilecek bir Türk bulman çok olası. Mahallendeki bakkalın aynısını, en sevdiğin bisküviyi filan Londra’da da görürsen şaşırma.
Ulaşım
Nemli şehir: LondraLondra, Avrupa’nın en pahalı üçüncü toplu taşımasına sahip. Üstelik trafik, günün dörtte biri tıkalı, inanılmaz bir oran ama büyük şehirlerimizden birinde yaşıyorsan yabancı bir durum değil.Oystercard alınması şart; metro, trenler, otobüs ve nehirde indirim sağlıyor. Nehir demişken, mutlaka Thames nehri üzerinde seyahat et, gidecek yerin olmasa bile bunu 7,5 pound’a bir şehir gezintisi olarak düşün. Oxford’da çift katlı otobüslerin trafik yüzünden yayaların yarı hızında ilerlediğini görebilirsin ama umudunu kırma, otobüse mutlaka bin. Ne de olsa Londra’nın imza taşıtlarından biri. Otobüsü denedin mi? Güzel, artık metro zamanı. Yürüyen merdivenler çalışmaz, bazı istasyonların tavanı tepenize dökülecek gibidir, karşınıza fare çıkabilir, sürekli bakım sebebiyle kapalı olan hatlar vardır ama Londra’da bir yerden ötekisine gitmenin en kolay yolu da metrodur.
Nemli şehir: LondraEğlence
Gece hayatının merkezlerinden en az birine uğramalısın. Elektronik müzik ile ilgili isen, Viktorya döneminden kalma bir et deposundan bozma Fabric’in adını büyük ihtimalle duymuşsundur. Dünyaca ünlü Ministry of Sound, The Gallery, Renaissance ve Type, eğlence seviyorsan uğraman gereken kulüplerden birkaçı.
Nemli şehir: LondraAlışveriş
Piccadilly Circus, New York’un Times Meydanı gibi. Işıklı tabelalar ve sonsuz alışveriş imkanı! Bir şey almayacak olsan bile (çünkü şehrin geri kalanına göre daha pahalı), aynen bir müze gezer gibi bu alışveriş merkezlerini gezmek (“window shopping” deniyor buna), bir Londra turu ritüeli. Regent Street’e doğru yürüyüp şimdiye dek gördüğün en baştan çıkarıcı oyuncakçı Hamleys’e uğramalısın. Regent’ten Oxford’a geçip, Hyde Park’a doğru uzanırsan House of Fraser, John Lewis gibi mağazalara ulaşabilirsin. Harrods da filmlerden aşina olduğun bir mağaza, aslında daha çok bir AVM. Her şey ateş pahası ama sırf görmek ve şeker reyonuna uğramak için bile gidilmeli.
Nemli şehir: LondraBize kalırsa her şeyin daha pahalı olduğu Londra’dan alınıp getirilecek en iyi şey kitaptır. Bunun için Notting Hill ve Soho’ya bakmak lazım.
Londra’ya kadar gidip organik meyvelerden antikaya kadar her türlü ıvır zıvırın bulunduğu bir pazara uğramamak düşünülemez. Hazır Piccadilly Circus’ta iken metroyla geçebileceğin, 1960’larda banyo yapmış gibi görünen Berwick Street, özellikle plak ve CD peşinde isen kaçmaz. Biraz turistik kalsa da Camden Market veCovent Garden’ı görmeden gelirsen, tarafımızdan ayıplanacaksın. Zaten bütün eş dost alışverişini halledebileceğin yer olduğundan, Camden’dan kaçışın da pek yok. Covent Garden, aynı zamanda Soho ve Leicester Square ile birlikte Londra’da yiyip içilecek en iyi yer. Üzerine bir şeyler alacaksan da en iyi seçim Covent Garden olacak.
Mutlaka gidilecek yerler
Alışveriş maddesinde bu yerlerin bir kısmından bahsettik aslında. Galeriler ve müzeler de olmazsa olmaz. İyi haber, çoğu ücretsiz. “Ben bunu anlamadım” parçaları çok olsa da Tate Modern, zaten mutlaka gideceğin Trafalgar Meydanı’na yakın, içinde orta çağdan 20. yüzyıla kadar bütün tarihin sıkıştırılmış olduğu National Gallery, mutlaka görülmesi gerekenler listesinde.Dünyanın en ünlü müzesi British Museum, Covent Garden’da.
Nemli şehir: Londra

Nemli şehir: LondraFiravunları ziyaret etmeden Londra’dan dönmeyeceksin herhalde? Bir T-Rex görmek için Natural History Museum’a, Viktoryen dönemi icatları ile tanışmak için Science Museum’a ziyaret şart. Önceden bilet alırsan Tower of London ve Hampton Court, tarihi ciğerlerine çekmek için yeterli. Kraliçenin evi Buckhingham Palace’a gitmemek ise, İstanbul'a gidip Dolmabahçe Sarayı’nı görmemek gibi bir şey.

Yorumlar