İstanbul’dan Yıldız Raketler Geçti

Wozniacki, Sharapova, Azarenka, Kvitova, Zvonareva, Stosur, Li Na, Radwanska... Kadın tenisinin bu en önemli sekiz ismi WTA Championship’e katılmak için İstanbul’daydı. Kadın tenisi sıralamasındaki ilk sekiz sporcunun katıldığı bu önemli organizasyon bu yıl Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. İstanbullu seyircinin yoğun ilgi gösterdiği, son derece renkli geçen organizasyonun keyifli geçtiği kesin.

WTA, Kadınlar Tenis Birliği’nin kısaltması: “Women's Tenis Association”. Erkeklerdeki ATP’nin kadınlardaki karşılığı. 1972’de aynı adlı tenis turnuvasıyla hayata geçirilen WTA, bugün kadın tenisinin merkezi konumunda. Ünlü “dünya sıralaması”nın kadınlar bölümünü de WTA belirliyor. Ama tabii tüm bunlarla birlikte düzenlendiği ülke sürekli değişen, dünyanın en büyük tenis organizasyonlarından birisi olarak gösterilen aynı adlı tenis şampiyonasının da organizatörü aynı zamanda: WTA Championship.

WTA Championship ilk kez 1972’de Florida’da düzenlendi ve günümüze kadar kesintisiz olarak her yıl gerçekleştirildi. Başlarda 16 tenisçinin katıldığı turnuva günümüzde WTA sıralamasındaki ilk sekiz tenisçinin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Bu sekiz tenisçi iki gruba ayrılıyor ve bu gruplardan yükselen 4 isim yarı finaller ve finalde karşı karşıya geliyor. Böylece o yılın WTA şampiyonu belli oluyor. Tabii teklerle birlikte çiftlerde de benzer bir yarışın aynı turnuva içinde düzenlendiğini ekleyelim. Her yıl teklerde ve çiftlerde eşzamanlı olarak iki farklı turnuva düzenleniyor WTA Championship’te.

WTA Championship geleneksel olarak sezon sonunda gerçekleştiriliyor. Tenis dünyasının zirvesi sayılan 4 grand slam’in (Amerika Açık, Avustralya Açık, Wimbledon ve Rolland Garros) ardından kadın tenisi için en büyük organizasyon olma özelliğini taşıyor. Bir grand slam kadar olmasa da yalnızca ilk sekiz tenisçinin katılması, her yıl farklı bir ülkede düzenlenmesi gibi faktörler düşünüldüğünde tenis dünyasında kendine has bir prestije sahip WTA Championship. Önemli bir para ödülü de cabası.

Şampiyona, 2008-2010 yılları arasında Katar’ın başkenti Doha’da düzenlendikten sonra 2011-2013 yılları için İstanbul’u ev sahibi şehir olarak belirledi ve bu yıl WTA Championship ilk defa İstanbul’da, Sinan Erdem Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Başta saydığımız sekiz ismin katılımıyla 25 Ekim’de başlayan şampiyona, 30 Ekim’de gerçekleştirilen finallerle son buldu. Teklerde Belaruslu rakibi Victoria Azarenka’yı (hayranları ona “Vika” diyor) 7-5, 4-6 ve 6-3’lük setlerle 2-1 yenen Çek tenisçi Petra Kvitova mutlu sona ulaştı ve İstanbul WTA Championship’in ilk tekler şampiyonu olmayı başardı. Kvitova, 2011 Wimbledon’u da kazanarak kariyerinin ilk grand slam şampiyonluğuna ulaşmıştı. Çiftlerde ise Liezel Huber-Lisa Raymond (ABD) ikilisi, Kveta Peschke (Çek Cumhuriyeti)-Katarina Srebotnik (Slovenya) çiftini yenerek mutlu sona ulaştı. ABD’li ikili, çiftlerde ilk kez bu yıl oynamaya başlamış ve çiftlerde Amerika Açık’ı kazanmışlardı.
Tenis, insanlık tarihinin en eski ve en ilgi çekici sporlarından birisi. Ortaya çıkışı Ortaçağ’dan da öncelere dayandırılıyor. Çoğu zaman “zengin sporu” olarak görülen tenis, genel yapısı itibariyle en estetik sporlardan birisi olma özelliğini taşıyor. Ayrıca artık yayılıyor da. Tenise ilgi gün geçtikçe artıyor. Hem dünyada hem de Türkiye’de... Geçtiğimiz haftaki organizasyon bunun en önemli örneklerindendi. Sinan Erdem Spor Salonu’na ünlü tenisçileri görmek, sıkı bir tenis maçı izlemek isteyenler evlerine biraz da şaşkın döndüler. Çünkü o koca salon hiç de bekledikleri gibi bomboş değildi. Aksine, adım atacak yer kalmamıştı tribünlerde.
Sonuç olarak İstanbul’dan Sharapovasıyla, Kvitovasıyla sekiz yıldız tenisçi geçti... Ama merak etmeyin, geri gelecekler. Bir sene sonra ve bir sene sonra daha...