Ana içeriğe atla
Sinemanın Klasik İsimleri - Clint Eastwood
Clint
Eastwood, ilk sekiz film görüşmesinden olumsuz cevap alan bir yeni
yetmeden beş Oscar’lı dev bir yönetmen haline geldi. En çok iş yapan
filminin bir maymun komedisi olması, kendisini ruhen hırpalıyor olmalı.
Kendisi 1930 doğumlu, yani çaktırmıyor ama
bayağı yaşlı hem de ününü borçlu olduğu Dirty Harry filmleri ve Dollar
üçlemesi sayesinde racon denince akla gelen en korkutucu isimlerden
biri.
Clint Eastwood denince aklına “Space Cowboys” veya “Million Dollar Baby” geliyorsa,
dersine biraz daha çalışman gerek. Clint Eastwood denince bizim
aklımıza gelen, 44’lük Magnum’unu çevirdiği bir kanunsuza “sıkıyorsa
silahına davran” diyen Harry Callahan. Son on yılda sadece dört filmde
oynayan ama on bir film yöneten, yani açıkça artık kendini yönetmen
olarak konumlamak isteyen bir aktörün bir intikamcı filmi ve Dollar üçlemesi
gibi spaghetti western’ler ile hatırlanması, normal şartlar altında
üzücü olabilirdi. Neyse ki bahsettiğimiz efsaneler çok iyiler.
Eastwood,
oyuncu olarak ilk Oscar adaylığını 1992’de yönettiği “Unforgiven” ile
almış olabilir ama bu döneme kadar efsanevi filmlerde de oynadı. Dikkat
çeken ilk rolü, İtalyan western’leri “A Fistful of Dollars” ve devam
filmleri “For a few Dollars More” ile “The Good, The Bad and The Ugly”
idi. "Dollar" üçlemesindeki anti kahraman rolü ona o kadar yapıştı ki,
kendini "Dirty Harry" ve dört devam filminde buldu.
Bu arada enflasyon da hesaba katıldığında, en başarılı filmleri, maymun
komedisi demiştik ya, işte o slapstick komediler “Every Which Way but
Loose” ile devam bölümü “Any Which Way You Can”dir. Eastwood
klasiklerinden biri olarak “Escape from Alcatraz”ı da saymalıyız. 1990’lardaki ilk önemli filmi “The Unforgiven”,
aksiyon merakı ve ticari kaygıdan iyice kendini kurtarması ve saygı
duyulan bir yönetmen olma bakımından kariyerini başlatması ile dönüm
noktası filmidir.
Clint
Eastwood yönetmenliğe, kendi filmlerini çekerek başladı. Zaten her
zaman bir aktör olarak ihtiyaçlarından dolayı yönetmenliğe soyunduğunu
açıkça söyler. 1985’te Steven Spielberg’in yapımcısı olduğu TV dizisi
“Amazing Stories”in bir bölümünü yönetene kadar sadece oynadığı filmleri
yönetti. Başına ne geldi bilmiyoruz ama Spielberg bir şekil zihnini
açmış olmalı, bu saatten sonra sadece çok ciddi iddialı filmlerde
oynadığını, her yönettiği filmin başrolüne kendini oturtmadığını,
“Million Dollar Baby” ve “Unforgiven” ile Oscar’lık filmler yönettiğini
görüyoruz. Hatta kendisi aynı filmle hem “En iyi oyuncu” hem de “En iyi
yönetmen” Oscar’ına aday olan tek kişidir. Yönettiği filmlerle Gene
Hackman, Tim Robbins, Sean Penn, Morgan Freeman ve Hilary Swank’a Oscar
kazandırdı.
“Back to the Future 3’te Marty McFly’ın
kendisini Clint Eastwood olarak tanıtması, “Transformers”ta Ironhide’ın
Sam ve Mikaela’ya “Dirty Harry”den alıntı yapması da en az bunlar kadar
esaslı bir şeref. Clint Eastwood’un diğer pop kültür nişanları arasında
Gorillaz’ın ‘Dirty Harry’ ve ‘Clint Eastwood’ adlı iki şarkısı, “Command
& Conquer”da Flint Westwood adlı bir karakter olması ve Damon
Albarn’ın proje grubu “The Good, The Bad and The Queen” var.
Clint
ağabeyimizin müzik yönü de var. Kariyerinin başında şarkıcı olmaya
niyetlenmiş, bir albüm çıkartmış, bir süre rodeolarda ve Teksas’taki
fuarlarda şarkı söylemişliği var. Bir country albümünün prodüktörlüğü ve
sunuculuğunu yaptığı bir caz konserini albüm haline getirme
denemelerinden sonra müzikte pek dikiş tutturamadığını anlamış olacak
ki, artık sadece kendi filmlerinin albümlerini kendi plak firması
Malpaso Records’dan çıkarmakla ve her çıktığı TV programında caz
müzisyeni oğlu Kyle’ın tanıtımını yapmakla yetiniyor.
Bu kadar iyi yönetmen olan bir oyuncunun,
bütün Hollywood elitleri gibi Demokrat olmasını beklersen yanılırsın,
Clint Eastwood son seçimlerde Obama’yı değil McCain’i destekliyordu.
İştegenç
Yorumlar
Yorum Gönder