
Önce, Adele’in geldiği ikonik noktayı birkaç sayı ile pekiştirelim. İkinci albümü “21”, albüm çıkmadan hemen önce Kanye West ve Beyonce’nin “Bu kıza dikkat” demesinin de etkisiyle, çıktığı hafta Billboard 100 listesine bir numaradan girdi. İngiltere’deyse durum daha fena; “21”, tam on bir hafta bir numarada kalarak Adele’i şimdiye dek en uzun süre liste başı olan kadın şarkıcı haline getirdi (Eski rekor Madonna’daydı.) Adele, otuz yaş altı zengin şarkıcılar listesinde dokuz numarayla, Lily Allen’ın ensesinde. Üstelik “21” zirvedeyken ilk albümü “19” da tekrar ikinci sıraya çıktı ve Beatles’tan beri İngiltere listelerinde ilk kez aynı ismin iki albümü de ilk beşte yer aldı. Cebinde “En iyi kadın pop vokal” ve “En iyi yeni şarkıcı” olmak üzere iki Grammy var. Etkileyici değil mi?

Kendi şarkılarını yazan Adele, müziğini “kalbi kırılmış soul” olarak tanımlıyor. Albümün ilk single’ı "Rolling in the Deep"in türü ise Adele’e göre “Gospel disko”. Herkes ona “yeni Amy Winehouse” diyor ama bu kadar albüm satarken bir tane bile Amy Winehouse tarzı skandalın yardımına ihtiyacı olmadı. (Belki ufak bir tane olabilir, ‘Rolling in the Deep’, uğruna ilk albümünün Amerika turunu iptal ettiği eski sevgilisi hakkında!)