Kanarya 18. Defa Şampiyonluğa Kondu…


Kanarya 18. Defa Şampiyonluğa Kondu…Bir kış daha geldi geçti ve her yıl olduğu gibi bu yıl da baharın gelişiyle yeni Süper Lig şampiyonu tayin edildi: İlk devreyi lider Trabzonspor’un dokuz puan gerisinde tamamlamasına rağmen ikinci devre yaptığı çıkışla ipi göğüsleyen Fenerbahçe oldu.
Geçen yıl yaşadığı son maç faciasından sonra sezona Christoph Daum’dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna Aykut Kocaman’ı getirerek başlayan, ilk devrede aldığı başarısız sonuçlarla hayal kırıklığı yaratsa da ligin ikinci devresinde son yıllarda eşine az rastlanan bir seri yakalayan Fenerbahçe, 2010-2011 sezonunda şampiyonluğuna ulaşan takım oldu. Özellikle son haftalarda Trabzonspor ve Fenerbahçe arasında son maçın, son dakikalarına kadar yaşanan kıyasıya şampiyonluk yarışı bu sezonu değerli kılan en önemli unsurlardan biriydi.
Kanarya 18. Defa Şampiyonluğa Kondu…Aslında her şey çok farklı başlamıştı. 2010’un yaz aylarına denk gelen sezon başında, “beşinci şampiyon” Bursaspor geçen yıl olduğu gibi iddialı gözüküyor, geçen yılın kupa galibi Trabzonspor fırtınası devam ediyor, kadrosuna kattığı dünya yıldızlarıyla Beşiktaş rakiplerine gözdağı veriyordu. Keza lig başladıktan sonra geçen yılın iki flaş takımı yerleşti ilk sıralara: Önce Bursaspor, sonra Trabzonspor. Ligin henüz 3. haftasından itibaren lig liderliğini eline geçiren Bursaspor, bu konumunu 11. haftada Trabzonspor’a kaptırdı. O andan itibaren hız kazanan “Karadeniz Fırtınası” ise dinmek bilmeyecek, ilk devreyi en yakın rakibine 5 puan fark atarak lider kapatan Trabzonspor, lig liderliğini de 23. haftaya kadar kimselere bırakmayacaktı. O andan itibaren de Trabzon’la, liderliği kaptırdığı Fenerbahçe arasında kıyasıya bir yarış başlayacaktı ligin son maçına kadar.
Ligin son haftası ise artık alıştığımız bir heyecana sahne oldu. Son 90 dakikalar başlamadan önce liderle eşit puanlı ikinciyi ayıran tek şey “ikili averaj”dı. Dolayısıyla maçlar başladıktan itibaren “gözler” bir yerde, “kulaklar” başka bir yerdeydi. Önce Denizli’de, sonra Kadıköy’de şampiyonluğu iki kez son maçta kaybeden Fenerbahçe bu kez işini şansa bırakmadı ve tarihindeki 18. şampiyonluğuna ulaşarak rakibi Galatasaray’ı geride bırakmış oldu. Ayrıca lig tarihinde bir şampiyon ilk kez “ikili averaj” statüsüyle belirlenmiş oldu.
Kanarya 18. Defa Şampiyonluğa Kondu…Eğer bir gün 2010-2011 Spor Toto Süper Lig sezonundan bahsetmek gerekirse bu sezonun saha içindeki rekabetler ve o rekabetlerin figürleriyle anılacağı şüphesiz. Bir tarafta Türkiye futbolunun örnek isimlerinden Şenol Güneş ve bu yıl Fenerbahçe’de sportif direktörlükten teknik direktörlüğe “terfi” eden Aykut Kocaman’ın rekabeti. İki teknik adam da takımlarına çok şey kattı, dahası, tüm Türkiye’ye tansiyonun böylesine yükseldiği zamanlarda dahi nasıl sakin kalınabileceğini gösterdiler.
Diğer tarafta, kendi yollarında emin adımlarla yürüyen, “sahanın” yıldızları, Burak Yılmaz ve tabii ki Alex de Souza’nın rekabeti. Burak Yılmaz, kimsenin beklemediği kadar ciddi bir sıçrayışla Şenol Güneş’in liderliğinde kariyerinin tartışmasız en iyi sezonunu geçirdi. Özellikle son haftalarda takımın skor yükünü neredeyse tek başına çekti. Yaptığı bu patlamayla büyük bir alkışı hak etti ama tabii, eğer bunu bir rekabet olarak tanımlayacaksak, yarışın galibi Alex de Souza’ydı. “Bir oyuncu, bir takımı tek başına şampiyonluğa taşıyabilir mi?” sorusunun cevabı olabilecek kadar etkili oldu Brezilyalı bu sene. Gol kralı olduğu gibi asistleriyle de göz doldurdu. Saha içi liderliğiyle de bu yılın “en değerlisi” olmayı sonuna kadar hak etti. Bu şampiyonluk hiçkimsenin olmadığı kadar onun şampiyonluğu şüphesiz.
Sonuç itibariyle bir sezonu daha geride bırakmış bulunuyoruz. Amatör branşların neredeyse tamamında şampiyonluğu kimselere bırakmayan Fenerbahçe, özlediği futbol şampiyonluğuna da bu yıl ulaştı. Ligin son kısmında 18 maçta aldıkları 17 galibiyet, sahalarındaki “yenilmez” performansları, başardıkları “takım olma” ruhu mutlu sona ulaşmalarının “şifre”leriydi. Şimdi ise biz futbolseverlerin en sıkıntılı zamanları başlıyor: Futbolun yaz tatili. Neyse ki imdadımıza her gün gazeteleri, televizyonları dolduracak transfer haberleri yetişecek…