
Önünde bir sınav var ve senin elin ayağın birbirine karışmaya başladı. Çok iyi çalışmış bile olsan kendini yetersiz hissediyorsun. Miden ağrıyor, ellerinin içi terliyor, sıcak basıyor. Uyuyamıyorsun, iştahın yok, her şeye kızmak geliyor içinden. Sınav zamanı gelince bildiklerini de unutacağından korkuyorsun. O kadar şeyi nasıl aklında tutabilirsin ki? Sorulara gerektiği gibi zaman ayıramıyorsun, dikkatini toplayamıyorsun.
Sıkıntıların bu boyutta da olabilir, daha azını da yaşıyor olabilirsin; ama her hâlükârda bundan kurtulmak istiyorsun. Haklısın. Hem hayatın kabusa dönüyor hem de hiç yoktan başarı olasılığın düşüyor. Çok stres yapınca iyi bildiğin konularda bile hata yapabiliyorsun. Ne gerek var, değil mi?
Kaygı, kişinin karşılaştığı belli olumsuzluklar nedeniyle yaşadığı duygusal, bedensel ve zihinsel bir uyarılmışlık durumu. Sınav kaygısı, psikolog ve danışmanların üzerinde çokça üstüne çalıştığı bir konu. Sana bir ilaç yazıp tüm bu dertlerden kurtulmanı sağlayamıyor kimse maalesef ama uygulayabileceğin yöntemler de yok değil. Yeter ki sen kendinin bilincinde ol ve bunu halletmeye karar ver.
Önce bil ki kaygının bir tutamı her konuda fayda sağlar. Hiç tasasız insanların bir konuda hırslanıp iddialı sonuçlar alabildiği pek görülmez. Bu sebeple, kaygıyı tamamen yok etmeye çalışmak yerine, onun bir miktar seninle olmasına izin ver. Onunla oynadığını farzet. Kontrolün sende olduğunu aklında tut. Ondan zarar görmeyeceksin; tam tersine onun ne kadarına izin vereceğini sen belirleyeceksin. Seni motive edecek kadarını al, gerisini üfle gitsin.

Bedensel rahatlamayı sağlamak, zihinsel sorunu çözmekten daha kolay elbette. Konuyu zihninde çözmek için biraz sabırlı olmalısın. Kaygının sana hükmetmediğini, senin doğanda ona karşı bir gücün olduğunu hatırlamalısın. Sen sadece bu gücü gerektiği gibi kullanmayı bilmiyorsun. Sınav kaygısını büyüten biziz aslında. Cesaretini toparlayıp kaygıyı alt etmeye karar verdiğin zaman, kendini rahatlatabildiğini fark edeceksin. Bunu bir kere yaptıktan sonra da zihnin sen daha anlamadan alışkanlık kazanmaya başlayacak ve her seferinde daha rahat olduğunu göreceksin. Önünde büyük bir sınav varsa, o zamana kadar sende kaygı uyandıran şeyler üzerinde antrenman yapabilirsin.

Çalıştın, öğrendin, konular zihninde. Soruları güzelce oku. Bildiklerini cevapla, bilemediklerin içinse dövünme. Hocalarına ya da arkadaşlarına sorup o soruların çözümünü de öğrendin mi tamamdır. Hem sınavdan önce yapamadığın soru çıkması çok daha güzel, çünkü çözümünü öğrenir ve sınava karşı daha da güçlü olursun. Sınavda karşına çıksalar daha mı iyi? Yapamadığın çok soru olsa bile kendini aptallıkla, beceriksizlikle suçlama. Olayın yetersiz çalışmaktan, yeterli çalışsan bile sistematik çalışmamaktan, dikkat eksikliğinden kaynaklandığını gör. Böylece aynı hatayı tekrarlamaktan kaçınırsın.
Ayrıca sınavda bedenini germe, kasılma; böyle yaparsan zihnini de kapamış olursun bilmeden. Gerekirse arkana dayan, gerin, hatta saçlarını hafifçe çekiştir. Başını öne arkaya, sağa sola yatır. Omuzlarını iyice yukarı çekip hafif dairesel hareketler yap. Bunlar zihninin silkinip kendine gelmesine ve açılmasına yardımcı olur.

Tekrar söyleyelim; doğru dürüst bir çalışma düzeni belirle kendine. Sıkı çalış, arada eğlen, dinlen, kafanı rahatlat. Kendinden ne kadar beklentin olduğuna karar ver.
Kendini cendereye sokmanın âlemi yok. Sen geleceğini şekillendirmek için kendine uygun, mantıklı bir karar vermelisin. Bunu öncelikle kendi mutluluğun için yapmalısın. Sonrası kendiliğinden gelecek zaten, göreceksin. “Zorunluluk” değil, “istek” üzerine programlamaya çalış kendini. Zihnin buna uyum gösterecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder