Sinemanın orijinal kaybedeni; dizilerin bohem karizmatiği, röportajları ile dağları, gülümsemesiyle kızları deviren Nejat İşler’i daha iyi tanımaya ne dersin?
Biz Nejat İşler’i taa 1994’ten, Perran Kutman’ın “Şehnaz Tango” dizisinden hatırlıyoruz. Nejat İşler 72’li, yani o zamanlar 22 yaşında.
Lisede derslerden kaçmak için tiyatroya başlayan, üniversite okumayıp sokak tezgahında kitap, plak satan biri için, 22 yaş az değil. Neyse ki konservatuara yazılmış ve 1995’te mezun olana kadar Devlet Tiyatrosu’nda pişmiş de bugünlere gelmeyi başarmış.
1995’ten sonra onu sıklıkla televizyon dizilerinde izledik; “Deli Yürek”, “Nasıl Evde Kaldım”, “Dedem, Gofret ve Ben” derken daha yakın tarihli “Aliye”, “Çemberimde Gül Oya”, “Bıçak Sırtı”, “Behzat Ç.” ve en son “Keşanlı Ali Destanı”nda... Nejat İşler’in performanslarına hakimsen, “Aliye” gibi romantikli, dramlı rollerde oynarken resmen sıkıldığını görebilirsin. Bu arada kendi oynadığı dizileri izlemiyormuş.
Bu adama “Behzat Ç.”deki gibi aykırı, tutunamamış, uyumsuz ve hatta sosyopat rolleri verince neşeleniyor. Bu yüzden “Barda”da, “Kaybedenler Kulübü”nde döktürürken “11’e 10 Kala”da kapıcı rolünü oynamaya çalışan acemi bir tiyatrocu gibi görünebiliyor. Bir nevi koşullu iyi oyunculuk Nejat’ınki. Bu kadar içten ve güzel gülen bir oyuncunun, gülümsediği rollerde en vasat performansını göstermesi ilginç değil mi?
“Yumurta”daki rolüyle Sinema Yazarları Derneği tarafından “En iyi erkek oyuncu” ödülüne layık bulunan Nejat İşler, görünüşe göre başka yeteneklere de sahip. Duman cover’ını dinlersen, neden bahsettiğimizi anlayacaksın. Nejat İşler bir de sıkı bir Fenerbahçe taraftarı, maçta filan denk gelirsen şaşırma diye söylüyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder