Kırmızı Balık Cinayeti


Kırmızı Balık Cinayetiİtalyan polisiyesinin en önemli isimlerinden ikisi güçlerini birleştirip bir roman yazsa ortaya nasıl bir şey çıkardı? Üstelik yalnızca kendi güçlerini değil, yarattıkları en önemli karakterlerin güçlerini de birleştirselerdi? Andrea Camilleri ve Carlo Lucarelli’nin birlikte yazdığı Kırmızı Balık Cinayeti bu soruya tatmin edici bir yanıt veriyor.
Sicilyalı yazar Andrea Camilleri 70 yaşına kadar 6 adet kitap yazmış. 70 yaşından bugüne, yani 86 yaşına kadar ise yazdığı kitap sayısı 75! Evet, 16 yılda 75 kitap! İnanılmaz bir üretkenlik; üstelik kaliteden ödün vermeden. Andrea amcanın (nasıl kiAgatha Christie’ye Agatha teyze diyorsak, Andrea Camilleri’ye de Andrea amca demeye karar verdik) en meşhur kahramanı ise Sicilyalı komiser Salvo Montalbano. Karşımıza ilk olarak 1994 tarihli La forma dell’acqua (Suyun Şekli) isimli romanda çıkan ve 1999’dan bu yana bir televizyon dizisinde de başrolü oynayan komiser Montalbano karakteriyle 28 kitaba imza atmış olan Andrea amca, Kırmızı Balık Cinayeti’nde de bu kahramanını kullanıyor. Ancak bu sefer Montalbano yalnız değil, Carlo Lucarelli’nin meşhur kadın müfettişi Grazia Negro da ona yardımcı oluyor.
1960 yılında Parma’da doğan Carlo Lucarelli ilk kitabını 30 yaşında yazmış ve o günden bugüne 31 kitap yayımlamış. Hatta daha önce bu sayfalarda bahsettiğimiz Dylan Dog’un öykülerinden birinde de imzası var. Lucarelli’nin en meşhur karakterlerinden biri ise Bolognalı müfettiş Grazia Negro.
Bir gün Bologna’da tuhaf bir cinayet işlenir. Cinayetten arta kalan ipuçları ise kurbanın başına geçirilmiş bir plastik poşet ve üç adet ölü kırmızı balıktan ibarettir! Balıklara alerjisi olan kurban Sicilyalıdır ve bu noktada müfettiş Grazia Negro, Sicilyalı meslektaşı Salvo Montalbano’nun yardımına başvurmanın iyi bir fikir olduğunu düşünür; fakat amirleri bu cinayetin üstünü kapatmak istediği için bunu gizli bir şekilde yapmalıdır. Yemekler ve pastalar içerisinde gönderilen mektuplar ve belgeler, güvenilir arkadaşlarla ulaştırılan notlar ve fotoğraflar (ki bu fotoğraflar kitap içerisinde de basılı olarak bulunmakta) aracılığıyla yeni ipuçlarına ulaşıldıkça bu cinayetin çok karanlık ve araştırılması tehlikeli noktalara uzandığı görülür. Cinayeti işleyen teşkilat, polis ve orduyla da bağlantılıdır! İki müfettiş Ravenna yakınlarında bir sahil kasabasında buluştuklarında artık kendi yaşamları da tehlikededir.
Kırmızı Balık CinayetiKitabın orijinal adı Acqua in bocca (Ağızda su) aslında İtalyanca bir deyim ve ağızda su varken konuşulamayacağı için sır tutulması gereken durumlarda söyleniyor. Türkçeye Kırmızı Balık Cinayeti ismiyle çevrilmiş olan 2010 tarihli bu roman yalnızca bir polisiye değil, aynı zamanda mektup roman adı verilen türün en heyecanlı örneklerinden biri. Sırlardan ve onları çözmekten hoşlanıyorsan, başladığında elinden bırakamayacağın, tek oturuşta okuyup bitireceğin 90 sayfalık bu romanı sana tavsiye ediyoruz.
Meraklısına not: Suç romanlarına ya da polisiye romanlara İtalyancada “giallo” (sarı) deniyor, suç edebiyatına da haliyle “letteratura gialla” (sarı edebiyat). Bunun sebebi ise 1920lerin sonunda İtalya’nın en büyük yayınevlerinden birinin polisiye romanları sarı kapaklarla çıkarmaya başlamış olması. O günden bu yana İtalya’da “sarı” sözcüğü yalnızca bir rengi değil, bir edebiyat türünü de temsil ediyor.

Yorumlar