Ah O Kanoda Ben de Olsaydım!



Ah O Kanoda Ben de Olsaydım!Bazen bir kovboy filmindeki Kızılderili sahnelerinde, bazen tatil yörelerinin sahillerinde eğlenen çocukların altında gördüğümüz bir su aracı kano. İyi ama bu basit ama eğlenceli aktivitenin başlı başına uluslararası bir spor dalı olduğunu biliyor muydunuz? İsterseniz buyurun birlikte öğrenelim.
Kano, birçok farklı spor dalıyla karıştırılıyor olmasına rağmen son derece kendine özgü bir branş. Özel yapım teknesi, önemli miktarda çeşitlilik gösteren yarış şekilleri ve yüzyıllara dayanan tarihî geçmişiyle hem kültürel hem de sportif anlamları birlikte taşımayı başarıyor kano sporu.
Kano, tabii ki de suda yapılan bir spor. Oldukça farklı oyun biçimlerine sahip olan bu spor hem tek başına hem de gruplar halinde gerçekleştirilebiliyor. Genelde yarışa dayalı oyunlara sahip olunsa da kanonun temel özellikleri itibariyle sahip olduğu sert manevralara imkân tanıyan botu teknede oturabilmenin getirdiği hakimiyet özelliği kano sporunu iyi sayılabilecek bir çeşitliliğe yöneltmiş.
Ah O Kanoda Ben de Olsaydım!Yarışların yapıldığı kano branşlarına kısaca değinelim. “Durgunsu kano sürat”, adı üstünde durgun sularda ya da çok yavaş akan akarsularda yapılıyor. Her durumda esas olan, dalga yaratacak rüzgârın olmaması. “Slalom” ve “serbest iniş” olmak üzere iki alt dalıyla “akarsu kano” ise tersine hızlı akan nehirlerde yapılıyor. “Deniz kano” da yine adı üstünde kano yarışmalarının denizde yapıldığı branş. “Kano yelken”, tek kişilik kanolara yelken takılarak yapılan bir yarışm; amaç, parkuru en kısa sürede tamamlamak. Biri kaleci olmak üzere 5'er kişilik takımlar ve 3 yedek oyuncuyla oynanan “kano polo”, sutopunun kano üzerinde oynananı gibi düşünülebilir (ya da polonun at üzerinde değil de kano üzerinde oynananı!). 15-20 km. arasında değişen parkurlarda yapılan, esas olarak dayanıklılığa dayanan “kano maraton” da atletizmden bildiğimiz maratona benziyor aslında. “Dragon boat”, en yaygın kano branşlarından birisi. 10 veya 20 kişiden, 1 dümenci ve 1 de davulcudan oluşan takımlar, bitiş çizgisine en erken varan olmak için yarışıyorlar.


Ah O Kanoda Ben de Olsaydım!İlk defa 1936 Olimpiyat Oyunları’nda olimpik spor kategorisine dahil edilen kano sporu o günden beri hem dünyada hem de ülkemizde oldukça hızlı bir yükseliş göstermekte. Üç tarafı denizlerle çevrili olduğu gibi akarsular bakımından da son derece zengin olan Türkiye, kano severlerin sık sık tercih ettiği bir ülke olmaya başladı bile. Uzun yıllar Kürek Federasyonu bünyesinde yer alan kano sporu, ilk kez 2004 yılında kurulan Türkiye Kano Federasyonu ile özerkliğine kavuştu ve Uluslararası Kano Federasyonu’nun bir üyesi haline geldi.
Kanonun en popüler alanlarından birisi de rafting elbette. Türkiye’de de sık sık icra edilen spor dallarından birisi haline gelen raftingde grup halinde binilen kanolar azgın nehirlere bırakılıyor ve grup kanoyu alabora olmaktan kurtarmaya çalışıyor. Eğlenceli olduğu kadar tehlikeli de olan bu spor dalı kano sporuyla beraber “extreme sporlar” kategorisinde yer alan en önemli spor dallarından birisi.
Kano, belki de insanlık tarihinin en eski sporlarından birisi. İnsanların tahtalardan oluşturduğu ilk kanolardan bu yana her şey olduğu gibi kano da epey değişti ama işlevi hâlâ aynı. Sporun neredeyse sadece futbol olarak algılandığı, alternatif sporlara ilginin her zaman eksik kaldığı ülkemizde kano özellikle turizm sayesinde ilgi çekmeye başlayan spor dallarından birisi. Böyle yeni spor dallarına yönelmenin vakti geldi de geçiyor bile…
İştegenç

Yorumlar