Tabloların altında ressamların orijinal skeçlerinin olduğunu tahmin etmek zor değil. Peki ya tabloların altında yatan bambaşka tablolar?
Vincent van Gogh, 1880-1890 arasındaki on yıllık kısa ressamlık kariyeri boyunca 800 yağlı boya tablo yaptı. Bu arada sadece üç işini satabilmişti. Çılgın temposuna yetişecek ne malzemesi ne de malzeme alacak parası vardı. Taze fikirlerini çizecek taze tuvaller bulamadığında kumaş parçalarına, eski havlulara ve hatta tamamlanmış ama fazla para etmeyeceğini tahmin ettiği tablolarının üzerine çiziyordu.
Sanat tarihçileri, van Gogh’un eserlerinin üçte birinin altında tamamlanmış başka tablolar olduğunu tahmin ediyor. Geri dönüşümcü ressamlar arasında Rembrandt, Goya, Picasso ve Leonardo da Vinci de var. X ışınları sayesinde ressamların geri dönüşüm yaptığı yaklaşık yüz yıldır biliniyor ancak x ışınları ancak siyah beyaz görüntü verebiliyor. Buna karşın yeni teknikler sayesinde artık çok daha detaylı sonuçlara ulaşmak mümkün.
Neden?
Tabloların detaylı analizinin tek sebebi gizli işler bulmak değil. Profesyonel bir ressam tarafından üretilen bir tablo, döneme uygun malzemeler ve yıllanmış tuvaller kullanıldıysa profesyonel koleksiyoncuları bile kandırabilir. Orijinal tabloyu sahtesinden ayırabilmek için teknolojik araştırmalar kullanılabilir.
Analizin diğer amacı da, ressamın çalışma sürecine dair ipuçları edinmek. Londra’daki National Gallery, 2005’te kızılötesi ışınlarla da Vinci’nin 1508’de çizdiği Taşlardaki Bakire tablosunu inceledi ve resimde görünmeyen bir kadın deseni daha ortaya çıktı. Bu ipucundan yola çıkan sanat tarihçileri, da Vinci’nin kalın çizgilerle taslaklar yaptığı ve detayları yağlı boyaya geçtiğinde çalıştığı ortaya çıkardı. Da Vinci çalışırken omzunun üzerinden bakmak gibi bir şey bu!
Ayrıca Van Gogh’un Paris’e taşındıktan sonra, Hollanda’da yaşarken çizdiği bazı tabloların renklerini Fransız avangart ressamlardan etkilenip değiştirdiğini de bu araştırmalar sayesinde biliyoruz.
Nasıl?
Tabloların altındaki gizleri ortaya çıkarmak için birkaç farklı teknik kullanılıyor. En eskisi, geleneksel x ışınları. Karbon bazlı koyu renk boyalar, x ışınlarını içinden geçirir, böylece koyu renkler röntgende transparan görünür. Kurşun bazlı açık renk boyalar ise radyasyonu geçirmez, bunlar da röntgende koyu renk görünür, böylece ilk kat altındaki boyalar siyah beyaz bile olsa görünür hale gelir.
Daha detaylı görüntü veren infrared reflektografi ise, açık renk boyaların kızılötesi ışınları yansıtması, koyu renk boyaların ise kızılötesi ışınları emmesi sayesinde çalışır.
Bizim “Emar” dediğimiz, röntgenin üç boyutlu hali olan MRI var ya, işte onun teknolojisi olan NMR (nükleer manyetik rezonans) da bu iş için kullanılabilir. Boyadaki hidrojen atomları, manyetik alanın yarattığı yüksek frekanslı radyo dalgalarını emer. Farklı renklerin farklı miktarda radyo dalgası çekmesi sayesinde de renklerin altındaki diğer renkler keşfedilebilir.
Daha bitmedi, bir de karanlıkta beyazları parlak mavi olarak gösteren ultraviyole ışınlar var. Ultraviyole ışınlar, yeni verniğin üzerinde koyu, eski verniğin üzerinde parlak renkte yansır, böylece tablo üzerinde rötuş yapılıp yapılmadığı ortaya çıkar.
İştegenç
Vincent van Gogh, 1880-1890 arasındaki on yıllık kısa ressamlık kariyeri boyunca 800 yağlı boya tablo yaptı. Bu arada sadece üç işini satabilmişti. Çılgın temposuna yetişecek ne malzemesi ne de malzeme alacak parası vardı. Taze fikirlerini çizecek taze tuvaller bulamadığında kumaş parçalarına, eski havlulara ve hatta tamamlanmış ama fazla para etmeyeceğini tahmin ettiği tablolarının üzerine çiziyordu.
Sanat tarihçileri, van Gogh’un eserlerinin üçte birinin altında tamamlanmış başka tablolar olduğunu tahmin ediyor. Geri dönüşümcü ressamlar arasında Rembrandt, Goya, Picasso ve Leonardo da Vinci de var. X ışınları sayesinde ressamların geri dönüşüm yaptığı yaklaşık yüz yıldır biliniyor ancak x ışınları ancak siyah beyaz görüntü verebiliyor. Buna karşın yeni teknikler sayesinde artık çok daha detaylı sonuçlara ulaşmak mümkün.
Neden?
Tabloların detaylı analizinin tek sebebi gizli işler bulmak değil. Profesyonel bir ressam tarafından üretilen bir tablo, döneme uygun malzemeler ve yıllanmış tuvaller kullanıldıysa profesyonel koleksiyoncuları bile kandırabilir. Orijinal tabloyu sahtesinden ayırabilmek için teknolojik araştırmalar kullanılabilir.
Analizin diğer amacı da, ressamın çalışma sürecine dair ipuçları edinmek. Londra’daki National Gallery, 2005’te kızılötesi ışınlarla da Vinci’nin 1508’de çizdiği Taşlardaki Bakire tablosunu inceledi ve resimde görünmeyen bir kadın deseni daha ortaya çıktı. Bu ipucundan yola çıkan sanat tarihçileri, da Vinci’nin kalın çizgilerle taslaklar yaptığı ve detayları yağlı boyaya geçtiğinde çalıştığı ortaya çıkardı. Da Vinci çalışırken omzunun üzerinden bakmak gibi bir şey bu!
Ayrıca Van Gogh’un Paris’e taşındıktan sonra, Hollanda’da yaşarken çizdiği bazı tabloların renklerini Fransız avangart ressamlardan etkilenip değiştirdiğini de bu araştırmalar sayesinde biliyoruz.
Nasıl?
Tabloların altındaki gizleri ortaya çıkarmak için birkaç farklı teknik kullanılıyor. En eskisi, geleneksel x ışınları. Karbon bazlı koyu renk boyalar, x ışınlarını içinden geçirir, böylece koyu renkler röntgende transparan görünür. Kurşun bazlı açık renk boyalar ise radyasyonu geçirmez, bunlar da röntgende koyu renk görünür, böylece ilk kat altındaki boyalar siyah beyaz bile olsa görünür hale gelir.
Daha detaylı görüntü veren infrared reflektografi ise, açık renk boyaların kızılötesi ışınları yansıtması, koyu renk boyaların ise kızılötesi ışınları emmesi sayesinde çalışır.
Bizim “Emar” dediğimiz, röntgenin üç boyutlu hali olan MRI var ya, işte onun teknolojisi olan NMR (nükleer manyetik rezonans) da bu iş için kullanılabilir. Boyadaki hidrojen atomları, manyetik alanın yarattığı yüksek frekanslı radyo dalgalarını emer. Farklı renklerin farklı miktarda radyo dalgası çekmesi sayesinde de renklerin altındaki diğer renkler keşfedilebilir.
Daha bitmedi, bir de karanlıkta beyazları parlak mavi olarak gösteren ultraviyole ışınlar var. Ultraviyole ışınlar, yeni verniğin üzerinde koyu, eski verniğin üzerinde parlak renkte yansır, böylece tablo üzerinde rötuş yapılıp yapılmadığı ortaya çıkar.
İştegenç
Yorumlar
Yorum Gönder