Kara göründü!


Kara göründü!Bir kısmı ün, bir kısmı servet, bir kısmı da ülkesine olan bağlılığı için yola çıktı. Bir kısmı barbar, bir kısmı ise barışçıydı. Sonunda hepsi bugün uygarlıkların geliştiği yerleri keşfetti. Ünlü kaşifleri tanımaya hazır mısınız?
Marco Polo (1254-1324): İtalyan kâşif Marco Polo’nun en önemli başarısı, dünyaya makarnayı ve dondurmayı yaymaktır. Diğer başarılarından bahsetmek gerekirse İpek Yolu ile Çin arasındaki yolu kateden ilk batılılardan olması sayılabilir. Tüccar babası Niccolo ve amcası Maffeo ile daha 17 yaşındayken yollara düşen Marco, 24 yılı ülkesinden uzakta geçirir, İtalya’dan başlayıp Çin’e kadar rotası boyunca Asya’yı dolaşır. Kubilay Han tarafından resmî olarak karşılanıp ağırlanırlar. Marco Polo’nun 17 yıl boyunca Çin hükümdarlığı hizmetinde çalıştığı söylenir. 1295’te ülkesine geri döner ve asıl ününü, orada gördüklerini anlatarak kazanır. Yani Marco Polo’nun ünü, büyük keşifler yapmasından ziyade, Avrupa’nın hiç tanımadığı bir uygarlığa gidip orada gördüklerini anlatmasından kaynaklanıyor.
Çin Seddi’nden, yemek yenen çubuklardan, kaligrafiden, çaydan hiç bahsetmemiş olması, Çin resmî kayıtlarında da ondan bahsedilmemesi sonucu, anlattığı şeyleri yaşamadığı, sadece duyduğu hikâyeleri tekrarladığı şeklinde şüpheler de hâlâ mevcuttur. Makarnayı ve dondurmayı ise Çin'den getirmediği, bunların İtalya'da daha önceden de bilindiği şeklinde kayıtlar da vardır.
Bartalomeo Diaz (1450-1500): İsminin orijinali Bartolomeu Dias olan Portekizli kâşif, Ümit Burnu’nu keşfeden denizcidir. Portekiz kralı tarafından 1487’de Afrika’nın güneyinden Asya’ya ulaşan bir ticaret yolu bulmak üzere görevlendirilir. 2030 kilometrelik hiç geçilmemiş Afrika kıyılarını keşfeder, o yolun kesinlikle Hindistan’a giden yol olduğuna karar verir ve dönüş yolunda da Ümit Burnu’na rastlar. Buraya “Cabo das Tormentas”, yani “Fırtınalar Burnu” adını verir. Bu isim daha sonra ticaret yapacak denizcilerin cesaretini kıracağı için kral tarafından değiştirilir.
John Cabot (1450-1499): Giovanni Caboto adlı İtalyan kâşif, İngiltere’ye yerleşir ve adını John Cabot olarak değiştirir. Şu anki Kanada ülke topraklarının kâşifidir. İngiltere kralı tarafından bilinmeyen toprakları keşfetmesi için görevlendirilir.
Kara göründü!Kristof Kolomb (1451-1506): Christopher Columbus ya da İspanyolca Cristóbal Colón'u, bizde bilinen adı Kristof Kolomb ile analım. Kendisi Atlantik Okyanusu’nu geçen ve 12 Ekim 1492’de Amerika’ya ulaşan ilk Avrupalıdır. “Kâşifidir” demiyoruz, çünkü insanların zaten yaşamakta olduğu bir yere bir başkası gördü diye keşfedilmiş diyemeyiz. Ancak önemli bir olaydır, nitekim Amerika kıtasındaki birçok ülkede hâlâ Columbus günü kutlanır. Hikayesine gelecek olursak, baharat peşindeki Kolomb, Hindistan’a ulaşmak için 1492’de Nina, Pinta ve Santa Maria adlı üç gemi ile yola çıkar, önce Karayip adalarına ulaşır. Burayı Asya’da bir yer sanır, “Indies” adını verir, orada yaşayanlar da Indians adını alır. İkinci yolculuğuna 1493’te çıkar, ama bu sefer 17 gemi ve 1500 mürettebatla. Amaç Kızılderilileri yakalamak ve köle olarak satmak, altınlarına el koymaktır. Çoğumuzun belki de sevimli bir kâşif olarak tanıdığı Kolomb'un vahşi ve acımasız yanları vardır. Üçüncü yolculuğuna 1498’de çıkan Kolomb, Venezuela’ya ulaşır ve böylece Amerika’ya ayak basan ilk Avrupalı olur. Aslına bakarsanız ilk olarak ondan uzun zaman önce, 1000’li yıllarda ülkesinden kovulan bir Viking olan Leif Ericsson’un Amerika’ya gittiği söylenmektedir.

Kara göründü!Amerigo Vespucci (1454-1512): Dönemindeki bütün kâşifler Asya’yı hedeflerken Amerika’ya ulaşan, oraya ulaşan ilk kaşif değilse bile ulaştığını ilk fark eden ve kıtaya adını veren kâşiftir kendisi. Kendi yazdıklarına göre Amerika’ya dört kez gitmiştir, üç seferi başka kaynaklar tarafından da doğrulanır. Bu keşif, birlikte yola çıktığı ama daha sonra ayrıldığı Alonso de Ojeda’ya yazdığı iki mektubun 1507’de ortaya çıkması ile duyulur.
Vasco da Gama (1469-1524): Portekizli bu kâşif, kâşifler zamanının en önemli isimlerinden biridir ve Avrupa’dan Hindistan’a giden ilk Avrupalıdır. Portekiz kralı tarafından Asya’nın zenginliklerini keşfetmesi ve Asya ile ticaret yapılacak yolları bulması için de görevlendirilen Vasco da Gama, 1487’de Afrika’nın güneyindeki Ümit Burnu’nu da geçmiştir. Böylece Avrupa, o zamanlar Osmanlı Devleti tarafından kontrol edilen İpek Yolu’nun tehlikelerine katlanmak zorunda kalmadan Uzak Doğu ile deniz yolundan ticaret yapabilir hale gelmiştir. 170 denizcinin 54’ü, dört geminin ikisi Portekiz’e dönebilmiştir; bu kayıplar yüzünden yüzyıllar boyunca deniz ticareti Avrupa’nın elinde kalmış, Hindistan’da 450 yıllık bir Porketiz kolonisi kurulmuştur.
Ferdinand Magellan (1480-1521): Portekizli Macellan, 1519-1522 arasında dünyayı deniz yolu ile dolaşan ilk kâşiftir. Pasifik Okyanusu’nun adını o koymuştur. 265 kişi ile çıktığı yolculuktan sadece 18 kişi dönebilmiştir ve bunların arasında Magellan yoktur!
Kara göründü!Abel Janszoon Tasman (1603-1659): Hollandalılar, Avusturalya’nın kuzeyini keşfetmişlerdi, güneyini keşfetme görevi ise Abel Janszoon Tasman’a verilmişti. O ise Avusturalya anakarasını tamamen ıskalayıp 1643’te Tazmanya’yı keşfetti. Adaya Van Diemen Adası adını verdiyse de daha sonra gelen İngiliz kolonileri Tazmanya demeyi uygun gördüler.
Roald Amundsen (1872-1928): Tam ismi Roald Engelbregt Gravning Amundsen’dir. Arkadaşları arasında “Viking” olarak anılan bu Norveçli kâşifin bizim için önemi, ilk defa Güney Kutbu’na adım atan insan olmasıdır. Aslında amacı Kuzey Kutbu’dur, ancak kendisinden önce davranılır, 1909’da Frederick Cook ve Robert Peary Kuzey Kutbu’na gidince 1910’da yolunu Güney Kutbu’na çevirir. Bu kez de Güney Kutbu için bir yarış başlar, Robert Falcon Scott adlı bir kâşif de bu konuda oldukça isteklidir. 20 Kasım 1911’de dört kişilik ekibi ve 150 köpekle yola çıkar (yolda erzakları bitince bir kısmını yerler), 14 Kasım’da, Scott’dan 35 gün önce Güney Kutbu’na varır.
Olayın dünyaya duyurulması 7 Mart 1912’de gerçekleşeceğinden olaylardan habersiz Scott hâlâ yoluna devam etmektedir. Amundsen’in “Poleheim” adını verdiği kampı, Amundsen’in çadırını, bıraktığı mektubu ve Norveç bayrağını görene kadar da durumdan habersizdir. Yolculuğa, kutuplarda hiç ot bulunmadığını düşünmeden atlarla çıkan Scott, geri dönüş yolunda ölür. Roald Amundsen, bugün ülkesinde heykelleri dikilmiş bir kahraman olarak anılır.
Neil Armstrong (1930-): Aya ilk ayak basmış kişiyi de bir kâşif olarak saymalıyız bizce. Apollo 11 görevinin kumandanı Armstrong, 20 Temmuz 1969’da aya ayak basmıştır. Ekipten Michael Collins kapsülde kalmış, Neil Armstrong ve Edwin “Buzz” Aldrin Jr., 2 saat boyunca ay yüzeyinde atlayıp zıplamıştır. Hâlâ Nasa’nın bir tane bile taşı evine götürmesine izin vermediği için üzgün olduğunu söyler.
Kaynak: İştegenç
Enhanced by Zemanta