Yeraltından kült mertebesine: Chuck Palahniuk

Yeraltından kült mertebesine: Chuck PalahniukChuck Palahniuk, Türk okurunun menziline “Fight Club” sayesinde girdi. Nasıl başka türlü girsin ki, filmi çıkana kadar roman dilimize çevrilmemişti bile.
“Fight Club”, Palahniuk’in (Palanik okunuyor) ilk romanı. 1996’da yayınlanan romanın filme çekilmesi 1999’u, Türkiye’de basılması 2001’i buldu. “Fight Club”, aslında 1995’de yazdığı “Project Mayhem” adlı kısa hikayenin uyarlaması. “Project Mayhem” ise, üyesi olduğu Cacophony Society’den bir esinlenme. Cacophony Society ise… En başından alalım...
Chuck Palahniuk, 1962 doğumlu ve Washingtonlu. Bir karavanda büyüdü, anne ve babası boşandıktan sonra babasının ailesinin yanına taşındı. 1986’da gazetecilik bölümünden mezun oldu ve kamyon tamircisi olarak çalışmaya başladı, yazarlığa en yakın işi de kamyon motorları için kullanma kılavuzu yazmaktı. Katıldığı bir kendini geliştirme seminerinden sonra kamyonları bırakıp gazeteciliğe başladı.
İlk yazdığı romanın adı “Insomnia: If You Lived Here, You'd Be Home” idi. İçine sinmeyince kitabı baskıya vermedi ama daha sonra “Fight Club”da bir kısmını kullandı. İkinci romanı “Invisible Monsters”tı, bu sefer de yayınevleri rahatsız edici içeriğinden dolayı kitabı basmadı. Chuck’ın artık tek bir planı vardı, daha da rahatsız edici bir roman yazıp ters psikoloji ile kitabını yayımlatmak. Bir yandan kamyon şoförü olarak çalışırken bir yandan da romanı bitirdi. Kitap iki ödül ve iyi eleştiriler aldı ama kısa zamanda unutuldu.
Palahniuk’in yıldızının parlaması için, 20th Century Fox’takilerin, “Fight Club”a uyanması gerekti. Film kült statüsüne erişti, tabii Palahniuk de. Filmin gösterime girdiği yıl, “Survivor” ve “Invisible Monsters” yayımlandı. İki yıl sonra, ilk çok satan kitabı “Choke” yayımlandı. Chuck artık rüştünü ispat etmiş, 21. yüzyılın önemli romancılarından biri sayılmaya başlamıştı. “Lullaby” (2002), “Diary” (2003), “Haunted” (2005), “Rant” (2007) ve “Snuff” (2008) ile çok satmaya ve ödüller almaya devam etti. “Haunted”daki hikayelerden biri o kadar ileri gidiyordu ki, 2003’teki kitap turunda yaptığı okumalarda, kırk kişinin bayıldığı anlatılır. Kırk bayıltan hikaye “Guts”, daha sonra Playboy’da basıldı. Palahniuk’in gönderdiği ikinci hikaye ise reddedildi! “Guts”, 2004’teki turda bir seferde 53, başka bir seferde 60 kişiyi bayılttı. 4 Kasım 2004’te bayılan 68 kişiden biri, salondan kaçmak için acele ederken kafasını kapıya çarpıp fenalaşmıştı. Palahniuk, rekorun 73 bayılma olduğunu söylüyor.
Yeraltından kült mertebesine: Chuck PalahniukPalahniuk, “Lullaby”, “Diary” ve “Haunted”ı bir korku üçlemesi, “Rant”ı da bir bilim kurgu romanı kabul ediyor. Aslında Palahniuk’in tarzına, transgresyonel kurgu deniyor. Toplumda yerleşmiş düzene uyum sağlayamamış karakterlerin, dışlanmışlıkları ile alışılmamış ve bazen de yasa dışı yollarla mücadele etmelerini konu alan bu tarzın kahramanları, genellikle anti sosyal, nihilist ve hatta bazen akıl hastası oluyor; Tam da Palahniuk kahramanları yani. Bu bakımdan Palahniuk, William S. Burroughs, D.H. Lawrence, Henry Miller, hatta Charles Bukowski, Bret Easton Ellis ve Irvine Welsh ile aynı cümle içinde rahatlıkla anılabilir.
“Haunted”, “Rant” ve “Snuff” dışındaki romanları, dilimize de çevrilmiştir.