Dünya çapında meşhur olmaya, paçaları sıvamadan önce isim konusunu halletmek, şöyle “I Love You But I’ve Chosen Darkness gibi “ooooo” dedirten bir isimle piyasaya çıkmak gerekiyor.Mesela Arctic Monkeys. İngilizcenin idrak yollarını kavramış bu adamların böyle uyduruk bir isimle çıkması şaşırtıcı değil mi? Değil. En büyük gruplardan bazılarının, isimlerini hayvanlardan aldıklarını unutmayın (The Eagles?). Şu sıralar geyik (Deerhoof, Deer Hunter), kurt (Wolf Parade, Wolf Eyes), at (Band of Horses, Toy Horses), ayı (Grizzly Bear, Panda Bear) ve kuş (Birds of Tokyo, Seabird) çok moda.
Mesela Razorlight. Londra’da bir bardayız. Sakallı, günlerdir aynı tişörtü ve en yırtık kotlarını giyen indie gençlerin bir kısmı sözlükten tesadüfen kelimeler seçerken kalan kısmı manalı ve derin ve sözcükleri bardak altlıklarına listeliyor. O bardak altlıkları olmasaydı, bugün ne Coldplay ne de Radiohead olacaktı. Bknz, Babyshambles.
Mesela The Doors. Aldus Huxley’in The Doors of Perception’u olmasaydı isimleri ne olacaktı acaba, Backstreet Boys mu? Genel kültüre hakim olmak gerek. Duran Duran’dan Travis’e, birçok büyük grup ismini filmlerden seçti. Edebiyat da iyi bir alternatif, Moloko’nun ismi Otomatik Portakal’dan. Daft Punk’ın ismi bir gazete manşetinden, Franz Ferdinand’ın ismi tarihten gelir.Mesela Linkin Park. Linkin Park, Hawthorne Heights ve Cypress Hill, grupların etraflarındaki mekanlardan geliyor. Cihangir Parkı diye bir grubumuz neden olmasın?
Mesela The Killers. New Order’ın bir videosundaki uydurma gruptan alınmış bir isim. Sevdiğiniz grupların işlerine, şarkı sözlerine bakın, Panic at The Disco, All Time Low böyle yaptı.
Hiçbiri olmadıysa, şuradan bir aratın. Nefis isimler çıkıyor.